Translate

11 Nisan 2014 Cuma

Tevafukların Gücü Adına


Öncelikle bu yazıdan başlığını hakkıyla taşımasını beklemenizi istemiyorum. Süslü kelimelerle anlatılması gereken bir konu belki, bunu yapabilmem için de daha kırk fuar kitap okumalıyım biliyorum. Ve bunun için dilimden döküldüğünce yazacağım, biraz da kalemin sabrınca… Kahramanımızın sınav için yalnızca bir konuya bakıp sınava girmesi ve tüm soruların o konuyla ilgili gelmesi gibi bir tevafuktan bahsetmeyeceğim, zira böyle bir anım da yok. (malum vize dönemi, örnekleri hoş görün.) Fakat tevafuk kelimesinin bendeki yerini anlatacağım biraz.

Geçen yıllara dönüp bir baktığımda, attığım adımlar bana bunu net bir şekilde gösteriyor ki; gideceğim, göreceğim şehirler varmış. Bunlar belki büyütüyor insanı. Tanışmalar, anlamaya çalışmalar, yorgunluklar, bekleyişler ve daha saymakla bitmez anlarda saklı aslında bu yedi harfli kelime. Tevafuk eseri etrafınıza bakarken bir ilan görürsünüz günün birinde, başvurunun son günüdür ve o hayatınızın dönüm noktası olan işinizdir belki de. Tevafuk olur ‘hadi bugün biraz uzatayım yolumu’ dersiniz, bir arkadaşınızı görür güzel haberlerle dönersiniz. Bu örnekler uzar gider her adımınızda. Ütopik bir durumdan bahsetmiyorum aslında. Çevremizde olup bitene ‘aman öyle denk geldi işte’ gözüyle değil de tevafuk gözüyle baksak çok daha fazla değer biçeriz bulunduğumuz saatlere. Okuduğumuz, duyduğumuz kişisel gelişimler anlam bulur, anı yakalarız belki de. Sosyal mesajlara sığdıramadıklarımızı, bir slogana sığdırabilmek mümkün aslında; “Tevafukların gücü adına, çık karşıma…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder