Translate

19 Eylül 2014 Cuma

Ceplerimde Değerler

Yazıyorum, çünkü içimde susturamadığım bir ses var. /Sylvia Plath/
Yeni haberler biriktirdim ceplerimde. -Mutluluk paylaştıkça çoğalır- felsefemle cebimdeki taşları paylaşıyorum şimdi. Değerli, renkli, kalıcı, güzel ve -red cevabı almaktan korkuyorum- diyerek toplamaya başladığım taşlar. Rabbim bu taşları cebimden eksik etmesin diyerek başlıyorum bu değerleri sizlere tanıtmaya.
Uzun süre takip edip, hemen hemen her yazıyı büyük bir özen ve hayranlıkla okuduğum bir topluluktu. Topluluktan ziyade –aile- terimini kullansam daha uygun olacaktır. Biraz göz gezdirdiğinizde bu köyün ne kadar dolu dolu olduğunu anlayacaksınız siz de. Hal böyleyken red cevabı almaktan yana korkum artıyordu. Ama bir cesaret attığım mail ve tüm samimiyetle gelen olumlu cevaplar, sonrası içime sığmayan mutluluklar falan. Velhasıl artık onuncu köy sakiniyim ben de çok şükür. Ve bu güzel ailenin bir üyesi. İşte cebimdeki renkli taşlardan biri, benim için gerçekten unutulmaz ve değerli. İnşallah bunun hakkını verebilirim diyorum ve sizi bu güzel siteye davet ediyorum.
İkinci bir güzel gelişme, cebimdeki ikinci bir güzel taş da KafkaOkur oldu benim için. Kafka’yı okumak ve anlamaya çalışmak hep güzeldi. İşte bu sevgi benim KafkaOkur’la tanışmama vesile oldu. Büyük bir zevkle takip ettiğim sitenin dergi olacağı haberini alınca da tutamadım kendimi ve daha öncesinde yazdığım yazımı göndermek için bir cesaret daha sergiledim. Bu yazım tabiî ki Kafka ile aynı felsefeyle kalemi eline alan bir bayan şairi, yazıya da bir sözüyle başladığım Sylvia Plath’i anlatıyordu. Kimine göre Plath bedbin bir kişiyi anımsatır her zaman, ama bana göre bu hiç böyle olmadı, aksine Plath hep kurtulmak için çabaladı ama yaşadıklarıyla ve birkaç ruhsal bunalımla başa çıkamadı. Plath’i anlamaya çalışmak ve yazmak benim için gerçekten çok özeldi. Attığım bu adımda da beni çok mutlu edecek geri dönüşler aldım ve işte KafkaOkur içerisinde Sylvia Plath’i yazdığım ilk sayısıyla raflarda yerini aldı. Plath’in verdiği cesaretle bu felsefeyi daha çok araştırmaya ve gerek yeni sayılarda gerekse de internet sitesinde yeni yazılarımla yer almaya çalışacağım inşallah. (Not: Derginin bulunduğu şehirler şimdilik biraz kısıtlı ama siz bana şehrinizi söyleyin ben size nerelerde bulabileceğinizi.)
Bu renkli taşları anlatabileceğim daha onlarca güzel cümlelerim var. Ama ben yarıda bırakayım ki tekrarı nasip olsun, o cümleleri de tekrarlarında alayım kaleme. Dualarınızda yer vermeyi unutmayın ki ben bu sayfada yeni mutluluklar ve yeni heyecanlar paylaşabileyim. “Çünkü içimde susturamadığım bir ses var…” ve bu ses paylaştıkça çok güzel ezgilere dönüşüyor. Dua ile...