Özlemek…
Kaç bilinmeyene sığardı bu eylem? Kaç işlemden geçerdi kabuk bağlayamayan bu
yara? Geçer dedikçe derine inen ve zamana bıraktıkça sadece avunduğumuz
–avutulduğumuz belki- en çok da kandırıldığımız, geçmeyeceğini bile bile
kaybetmediğimiz, kaybedemediğimiz o yaman duygu. Uzaklara mı bilinmez ama bolca
özlem duyarız kalbimizde. Penceresinden seyre dalıp masaldan alınma hayatları
düşlermişçesine, inanarak uzaklarda var olan bir kahramana, bekleriz öylece.
Öznesi olmayan özlemler biriktiririz ceplerimizde. Yeri gelir kendimizi bile
özlemez miyiz? Neşeli hallerimizi, çocukluğumuzu… Sizi bilmem ama geleceğimi
özlüyorum ben bazen. Günlük koşuşturmalar, sorumluluklar derken bugünümüzü
sevmeye, yaşamaya, yenilik katmaya fırsat bulamıyoruz hiç. ‘Anı Yakala’
felsefesini öyle derine gömmüşüz ki, sıradan iki kelime olarak yer etmiş bizde.
Bundan öteye gidemiyoruz. Geçmişe dönmenin imkansızlığını bilmek de geleceği
özletiyor bana. Adı hayal ya da plan, bana göreyse hedef. Şimdi uğruna çabaladığım
ve en iyisi için uğraştığım geleceğim, olmak istediğim yerler, tanımak
istediğim insanlar, okunacak ve gezilecekler listem… Bunun umudu yetiyor bazen
adımlarımı daha emin atmama. Zira özlemime yakışır bir gelecek için tüm bu
koşuşturma.
Ve
ben özlüyorum hala… Ne sadece benliğime bu özlem, ne de uzaklara. Yeri gelir en
yakınını bile özlemez mi insan? En acısı da bu değil midir? Yanındakileri
özlemek… Sanırım geleceği fazla hesaba kattığımdan olacak, gelecekte kaybetme
korkusu özletiyor yanımdakileri. Çocukça ya da bencilce ama gözümün görebildiği
yerlerde olsun istiyorum hepsini. Bunun için aldığım kararlarda gerçek beni
bulamamak, ferdi karar verememek belki, ya da adını siz koyun. Ama bir gün
uyandığınızda ‘kaybetme korkusu’ denilen o kuvvetli duyguyla başlayın güne. Bazı
uzaklıklar sizin elinizde değildir, ‘hadi özledim gidip göreyim’in çok
uzağındadır bazı yollar, adına siz ölüm deyin ya da bambaşka bir şey ama bunu
unutmadan bakın sevdiklerinize. Bir kalbi kırmadan önce hatırlayın bu kelimeyi.
Resti çekip gitmek kolay, döndüğünüzde geri bulmanın garantisinin olmadığını
düşünmeyecek kadar kolay. Üç günlük dünya dediğiniz bu yaşamı zehir etmenin
alemi yok. Geleceğimizin dünlerini iyi hatırlamak adına sevdiklerimizle
geçirdiğimiz anlar, kıymetini bilmemiz gereken en önemli zaman dilimleri
aslında. Bunu unutmamanız umuduyla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder