“Kuyular var, derin ve fakat ben Yusuf
değilim.
Yusuf olmayınca her kuyu derin insan
için…”
Tarık Tufan
Renkli çakıl taşları toplar gibi
kelimeler topluyorum eteklerimde. Geçtiğim her çiçekli patika süslü mendillere
sarıp sarmaladığım, özenle zihnime kazıdığım bir hatıra.
Kelimelerle iyi anlaşabilmeyi düşledim
yıllarca. Her anımı, her duygumu bir kelimeye adamayı tercih ettim çoğu zaman.
Gizli anlamlar sakladım lügatımda. Benim olan, bana ait kalan, kulaktan kalbe
naifçe dokunan anlamlar. Bunun için çabaladım. Çünkü anladım ve inandım ki arayı
iyi tutmak gerekiyordu kelimelerle, hele de anlaşılma kaygısı işin içine
girince.
Anlaşılmak hayattaki en büyük
ihtiyaçlarımız içinde. Anlaşıldığımız kadar biziz, anlaşıldığımız kadar mutlu
ve aslında anlaşıldığımız kadar bireyiz bu sonu olmayan kalabalıkta. Bundandır
ki en büyük fobimiz haline gelir anlaşılamamaktan doğan tüm yanlışlıklar.
Anlaşılmaya dair zorunluluğumuz ne kadar
çoksa, bu zorunluluğun sebep olduğu kaçıp gitme isteği o kadar artsa da, bu
kaygıyı atamaz boğuluruz açıklamalarda. Bir şiirin dizeleri yakarışımız olur
zaman zaman:
“Bahar
dallarının hatırına beni anla…” Didem Madak
Sevdiğin ve huzuru bulduğun her anının,
her tabiat olayının hatırına beni anla. Mecburum içimdekileri bir şekilde açığa
vurup anlaşılmaya.
“Su
getirdim perilerine avuçlarımda, beni anla…” Didem Madak
Çünkü anlaşılmazsam geri döner adımlarım
ve buna hazırlıksızım. Geçtiğim tüm yollar ve kapılar kapanır üzerime, anlamını
yitirir tüm öğrenmişlikler.
“Bir uyağa
takıldım, düşmeye razıyım. Artık beni anla…” Didem Madak
Tarihe gömülmüş hikayelerle, gördüğüm
görmediğim, dinlediğim dinlemediğim tüm
ezberlerimle duruyorum uçurumun kenarında, belki de yol ayrımımda. Ama beni
anla. Anla ki arınayım karanlıktan, anla ki kimliğimi bulayım. Anla ki yeniden
kalkıp başlayayım düşüp küstüğüm yerden.
Aldığım ilhamla Tarık Tufan'ın “Allah
yeniden başlayanların yardımcısıdır…” sözünden.
“Konuşma
konuşmak istemezsen, ben konuşurum tavanda koşuşan ışıklarla. Hep aynı şeyi
söylerim. Beni anla…” Didem Madak
Anla ki son bulsun tüm susma ve
vaveylalar. Anla ki bitsin tüm telaşlar. Yeni bir güne başlarken hissettiğim
umudumu, doğaya ve kelimelere karşı tutkumu, çocukluğumu, bazense yersiz
olgunluğumu, beylik laflarımı, büyük konuşmalara ve konuşanlara dair korkumu,
kaygılarımı, tevafuklardan aldığım gücü, beklentilerimi, hayallerimi, yorgunluğumu,
sevdiklerimi, sevmediklerimi, bir müzik kutusunu saatlerce izleyebilmemi,
sabrımı, dualarımı, uzaklara dalıp gittiğimde düşündüklerimi, düşlediklerimi…
Ve beni ben yapan daha bir çoğunu.
Oku, bir kitabı okurcasına. Çünkü beşeriz
ve söyleyemediklerimizi saklarız kalbimizin satır aralarında.
Beni anla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder